“Sakın
kimseye bir şey anlatmayın
Herkesi
özlemeye başlıyorsunuz sonra...”
J.D.Salinger’ ın nadide romanı olan “Çavdar Tarlasında Çocuklar" benim favorim kitaplarımdan
biridir. Hatta üniversite günlerime kadar en sevdiğim kitap deyip
geçebiliyordum ama insan yaşlandıkça “en” leri seçme konusunda o kadar da
aceleci olmuyor.
Asla
bir ergenin büyüme sancıları denip geçilemeyecek; aylaklığı, hayalkırıklığını,
önemserken önemsemez gibi davranmayı, pembe yalanları ve en çok da yalnızlığı
çok içten anlatan bir roman. Romanı her okuduğunuzda farklı bir şey hissedebiliyorsunuz,
bu Salinger’ ın oldukça birikimli, müthiş duyarlı ve çok boyutlu bir yazar
olmasından kaynaklanıyor. Kitabın konuşurcasına yazılmış olması onu oldukça
ulaşılabilir kılarken, başından geçenleri anlatan Holden’ ın bu denli
açıksözlü, yer yer acımasız ve bazen de kaderci olması insanı irkiltebiliyor. Kitapta
altı çizilesi öyle çok cümle var ki tekrar tekrar okumak bu yüzden de
gerekiyor. Benim hayatla ilgili hep inandığım bir şey olan, insan mecbur
kalınca her şeyin üstesinden gelir mantığı yazar tarafından “Bir işi yapmadan
önce nasıl bilebiliriz onu yapıp yapamayacağımızı” olarak ne güzel özetleniyor.
“The
Catcher In the Rye” hakkında hazırlanan detaylı bir okul projesi olan videoyu
da eklemeden duramam. Ama ileride filmi çekilirse Holden’a hayat
kazandırmasını isteyeceğim karakter “Açlık Oyunları”’ nda oynayan Josh Hutcherson
olur. Türkiye için ise şuan “Güneşi Beklerken” dizisinde oynayan Kerem Bursin
olabilir.
Kitapla
ilgili en ilginç şeylerden biri de böyle etkileyici bir yazım dilinin günümüzde
bile, kimse tarafından Salinger kadar iyi şekilde kullanılamıyor oluşu. Günlük
konuşma dilinde yazılmış, bireylerin başlarından geçen maceraları anlatan pek
çok kitap “bestseller” raflarında yerini alırken, “içi boş” kavramı altı
çizilesi bir hal almasaydı keşke.
Maskelerinden
arınmış, aklına eseni yapan ve doğrucu biriyle karşılaşmayalı çok olduysa, mutlaka
öneririm “Çavdar Tarlasında Çocukları”. Sahi kış olunca bu ördekler nereye
gider?
“The
mark of the immature man is that he wants to die nobly for a cause, while the
mark of the mature man is that he wants to live humbly for one.”
“Don’
t ever tell anybody anything. If you do, you start missing everybody.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder