12.8.13

Tevazuyla yaşa / Asilce Öl

“Sakın kimseye bir şey anlatmayın
Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra...”

J.D.Salinger’ ın nadide romanı olan “Çavdar Tarlasında Çocuklar" benim favorim kitaplarımdan biridir. Hatta üniversite günlerime kadar en sevdiğim kitap deyip geçebiliyordum ama insan yaşlandıkça “en” leri seçme konusunda o kadar da aceleci olmuyor.

Asla bir ergenin büyüme sancıları denip geçilemeyecek; aylaklığı, hayalkırıklığını, önemserken önemsemez gibi davranmayı, pembe yalanları ve en çok da yalnızlığı çok içten anlatan bir roman. Romanı her okuduğunuzda farklı bir şey hissedebiliyorsunuz, bu Salinger’ ın oldukça birikimli, müthiş duyarlı ve çok boyutlu bir yazar olmasından kaynaklanıyor. Kitabın konuşurcasına yazılmış olması onu oldukça ulaşılabilir kılarken, başından geçenleri anlatan Holden’ ın bu denli açıksözlü, yer yer acımasız ve bazen de kaderci olması insanı irkiltebiliyor. Kitapta altı çizilesi öyle çok cümle var ki tekrar tekrar okumak bu yüzden de gerekiyor. Benim hayatla ilgili hep inandığım bir şey olan, insan mecbur kalınca her şeyin üstesinden gelir mantığı yazar tarafından “Bir işi yapmadan önce nasıl bilebiliriz onu yapıp yapamayacağımızı” olarak ne güzel özetleniyor.



“The Catcher In the Rye” hakkında hazırlanan detaylı bir okul projesi olan videoyu da eklemeden duramam. Ama ileride filmi çekilirse Holden’a hayat kazandırmasını isteyeceğim karakter “Açlık Oyunları”’ nda oynayan Josh Hutcherson olur. Türkiye için ise şuan “Güneşi Beklerken” dizisinde oynayan Kerem Bursin olabilir.







Kitapla ilgili en ilginç şeylerden biri de böyle etkileyici bir yazım dilinin günümüzde bile, kimse tarafından Salinger kadar iyi şekilde kullanılamıyor oluşu. Günlük konuşma dilinde yazılmış, bireylerin başlarından geçen maceraları anlatan pek çok kitap “bestseller” raflarında yerini alırken, “içi boş” kavramı altı çizilesi bir hal almasaydı keşke.

Maskelerinden arınmış, aklına eseni yapan ve doğrucu biriyle karşılaşmayalı çok olduysa, mutlaka öneririm “Çavdar Tarlasında Çocukları”. Sahi kış olunca bu ördekler nereye gider?

“The mark of the immature man is that he wants to die nobly for a cause, while the mark of the mature man is that he wants to live humbly for one.”


“Don’ t ever tell anybody anything. If you do, you start missing everybody.”

Hiç yorum yok: