Korku filmlerinin aniden calan bangir bangir muziklerle izleyenleri
yerinden ziplatmasi adettendir. Mekan olarak secilen ve daima issiz
yerlerde bulunan devasa evler hep perilidir. Makyaj ve bilgisayar
hileleri ile yaratilmis korkutucu hayaletler, gecmiste aci seyler
yasamis ve ruhu arafta kalmis insanlara aittir. Genellemeler bir kac
korku filmi izleyen herkese asina gelse de onlarin olmasi bir filmi
siradan yada vasat yapmayabilir. Hele de film gercek bir hikayeden
uyarlandiysa...
Size bahsedecegim “The Conjuring” tam olarak boyle bir film. Pek
cok gerilim-korku filmi klisesine yer vermesine ragmen beklentileri
fazlasiyla karsiliyor. Hem kullanilan isik ve yaratilan ortam, hem
de muzikler ve oyunculuklar sasirtici derecede iyi.
Filmin yonetmeni ozellikle “Saw/Testere” ve basarili seri
“Insidous” ile tanidigimiz James Wan. 36 yasindaki genc yonetmen
kendine bu alanda gercekten iyi bir kariyer insaa ediyor. Bakalim hic
bitmeyecek gibi gorunen “Fast and Furious” serisinin 7. filmine
kendinden bir seyler katabilecek mi?
Filmin Yonetmeni James Wan |
Sehrin pahaliligindan, gurultusunden ve oradaki evlerinin
kucuklugunden kacip geldiklerini tahmin ettigimiz kalabalik ve
sevimli aile buyuk umutlar ile tum paralarini issiz bir yerde
bulduklari, buyuk ve eski bir eve yatirirlar. Sadik ve tatli
kopekleri eve girmeyi ilk gunden kabul etmez ve sabah uyandiklarinda
onu olu bulurlar. Cocuklarin uyuma sorunlari, nereden geldigini
cozemedikleri sesler, kokular, evin onunde olu bulduklari kuslar ve
ardarda yasanan garip olaylar derken aile yeni evlerinde bir sorun
oldugundan suphelenmeye baslar. Evin babasi Roger'in (Ron Livingston)
evde olmadigi bir gece bes cocuk annesi Carolyn'in (Lili Taylor)
basina olmadik isler gelir ve epey korkan Carolyn, evin sorununu
anlar. Bunun uzerine paranormal olaylar uzerine arastirmalar yapan ve
seytan cikarma, evleri kotu ruhlardan arindirma ile ilgili seminerler
duzenleyen Lorraine ve Ed Warren ciftinden yardim istemeye gider.
Lorraine (Vera Farmiga) ruhlari hissedebilen hatta gorebilen biriyken
esi Ed (Patrick Wilson) daha cok isin bilimsel ve dini yani ile
ilgilenmektedir. Peki kendileri de sorunlar icinde olan, mesleklerine
saygi duyulmadigini hisseden, kizlarini ve birbirlerini korumaya
calisan bu cift kalabalik ailemizi kurtarabilir mi?
Kalabalik ve Mutlu Perron Ailesi |
Beni filme en cok baglayan ve olacaklara karsi ciddi merak duymami
saglayan da Lorraine ve Ed karakterleri oldu. Mukemmel oyuncular
tarafindan oynandigi yada gercek hayattan karakterler oldugu icin mi
bilmiyorum ama onlar gercekten filmin en guclu yanlari. Birbirine
muthis yakisan bir cift olmuslar ve filmi surukleyici kilmislar.
Lorraine - Ed Warren |
Ayrica filmde yaratilan retro havanin gerek kiyafetler gerekse
dekorlar ile cok basarili yansitildigini dusunuyorum. Ikinci sefer
sirf bu gozle filmi izlemek gerekiyor diyebilirim hatta, gerilip
korkmadan. Filmde pek coklari gibi benim de abartili buldugum ise
katoliklige olan abartili gondermeler. Seytan cikarma konusuna
girildigi zaman bu gondermelerin sart oldugunu anlamakla beraber en
azindan ailenin bu kadar cok cocugu olmasaydi diye dusunmeden
edemedim.
Seytan Cikarma Ayini |
Gerci tum cocuklar o kadar tatliydi ki anlayisla da
karsiladim. Ozellikle daha once Twilight serisinde rol almis, 13
yasinda bir melek olan Mackenzie Foy dikkate sayandi. Ileride cok
basarili bir oyuncu olacagina eminim.
Ailenin Guzel Kizi - Mackenzie Foy |
Sizi iyice korkutacak, yerinizden defalarca ziplatacak, kliseler ile
bezeli ama ayni zamanda merak uyandirici ve sapka cikartacaginiz
kalitede oyunculuklarla dolu bir film gormek isterseniz mutlaka bir
sans verin derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder