13.12.13

Yillara Gore Moda: 1950'ler



Bir yandan 2.Dunya Savasi'nin bittigi ama bir yandan da insanlarin gelecege karamsar baktigi, soguk savas yillarinin henuz bitmedigi zamanlardir 50'li yillar. Avrupa yaralarini sarip yeni bastan yapilanmaya calisirken Amerika dunyanin "super guc"u olmaya dogru yola cikiyordu.




O yillarin Hollywood filmlerini izlemek hala cok keyiflidir. Belki de bu sebeple o zamanlar unlu olan pek cok yildiz gunumuzde hala stil ikonu konumundalar. Tabi ki Marilyn Monroe, Audrey Hepburn gibi stil sahibi aktrislerden ve Elvis Presley, Dean Martin gibi yildizlardan bahsediyorum. Fotograflardan goruldugu kadariyla insanlar gunluk hayatlarinda da moda konusunda nispeten daha rahat tarzlari benimsemeye baslar. Kalipli formlar ve parilti anahtar sozcuklerdir o yillar icin.




Turk sinemasinda ise 'Kucuk Hanimefendi' olarak anilan Belgin Doruk ve 'Tacsiz Kral' lakapli Ayhan Isik gibi yildizlar parlamaktadir. Cocukken yengem beni Belgin Doruk'a benzettigi icin uzun yillar boyunca yanaklarimin onunkiler gibi sismesinden korkmustum. Ben buyuyunce pek benzemedim ama harika bir sesi olan, yetenekli sarkici Goksel'i ona cok benzetiyorum. 50'lerin yildizlarinda gercekten buyulu bir seyler var. Benim amacim o yillara ait olan bay-bayan moda gostergelerinden ve ikonlarindan bahsetmek.




Ayakkabi konusunda kadinlar icin stilletto ayakkabilar yukselise gecer hatta tasarimcilar en ince topugu yapmak adina yarisir. Erkek modasi ile ilgili ilginc bir ayrinti da basketbolcular simdiki kocaman, alti sert ayakkabilar yerine maclarda converse giymektedir. Kovboy botlari da o yillarin modalarindandir.





Elbise ve etekler icin puantiyeler ve pliler modadir. Etek boylari da genellikle diz civarinda sona erer. Kumas turu olarak da saten ve ipek on plana cikar. O donemin beli daracik, kabarik etekli elbiselerine bayilmamak mumkun degil.




Erkek takimlari onceki donemlerdeki sert cizgilerini daha dogal bir hale birakir ve ceket boylari uzarken omuzlari onceki donemler de oldugu gibi kendiliginden olan kalip yerine gercekten omuzlara oturan bir hal alir.




Sapkalar onceki yillara gore biraz kuculmustur. Basin hafif arkasinda duracak sekilde kullanilir. Bu yillar sac modeli olarak topuzun popularitesi tartisilamaz.




Eldivenler de o yillarin onemli aksesuarlarindan. Dirseklere kadar uzanan, giyilen kiyafetle uyumlu olacak sekilde secilen ipek ya da deri eldivenler oldukca fazla kullanilir. Donemin kosullari dusunulurse bu eldivenlerin sadece moda amacli olmadigi, yolculuk yaparken usumeme amaci da guduldugu goz ardi edilmemeli.





Ayrica 50'lerde kurk geri doner fakat kullanim sekli 20'lerde ve 30'larda oldugundan daha farkli olarak terzi elinden gecmis, dikilmis sekildedir. Tarlatanli elbiseler, kedi gozlukler, kalin kemerler yayilir. Kiyafetlerde kullanilan renklere cesitlilik de bu yillarda gelmeye baslar. Parlak turuncunun, kahverenginin ve kirmizinin yillari yasanir.


Kisacasi 50'ler, 1945'te biten 2.Dunya Savasi'nin etkilerinden dolayi fakirlesen dunyanin yeniden kendine geldigi ve modaya tekrar onem verdigi yillardir. Turkiye'de ise onemli terzilerin ortaya ciktigi ve onlarla beraber moda tasarimlarinin yaratilmaya basladigi ilk zamanlardir. 1950'lerdeki moda akiminin Dior'un “New Look” koleksiyonu ile basladigi dusunulur. Modanin baskentinin Paris oldugu ve Amerika'yi da etkiledigi dusunulmekle beraber Hollywood film yildizlarinin ikonlasmasi ile dunya Amerika'daki moda akimlarini da takip eder ve uygular hale gelir.



Hiç yorum yok: