Evrim geciren balenin yarattigi devrime gozlerimle tanik olmak cok
buyuleciydi. Istanbul’a adim attiktan sadece bir gun sonra ablamla solugu harika
bir dans gosterisinde aldik. Cunku ya simdi ya hic gibi bir durum vardi. Sadece
iki gun gosteri yapacak olan Kubali dans grubu “Ballet Revolucion”’u kacirmak
istemiyorduk. Istanbul’un yeni gozbebegi Zorlu Center takip edebildigim
kadariyla cok iyi isler gerceklestiriyor. Bu harika bale grubunu ulkemize
getirmek de onlarin yaptiklari guzel islerden sadece birisi.
Buyuleyici bir gosteri izledigimi
soyleyerek sozlerime baslamaliyim. Modern ve yaratici sekilde yorumlanmis bir
baleye gittigimizi dusunurken ayni zamanda bir konser izlemis gibi de
hissettik. Bu deneyimi cumlelere dokmek aslinda cok zor. Farkli bir dans
gosterisi oldugu ise en basit gercek. Oyuncakli sahne dekorlari, muthis ses
duzenleri, inanilmaz isik oyunlari yoktu ama gercekten yetenekli danscilar ve
sarkicilar vardi. Balenin disiplini ile latin danslarinin estetigini
sentezleyerek, insanin aklini basindan alan ve izleyenlerin yerinde
duramamasina yol acan muthis bir sov ortaya cikarmislar.
Danslarin cesitliligini, yaratici
bir sekilde birbirine baglanmasini anlatmak bile zorken muzik secimlerini ve
orkestranin becerisini geri plana atmak da olmaz. Bir kadin (Noybel Gorgoy
Reyes), bir de erkek (Weston Foster)solist bulunan orkestrada ozellikle tumba
ve perkusyondaki muzisyen (Luis Galvez) tam anlamiyla dokturdu. Kostumler de
sade ama muziklerle ve koreografiyle daima uyumluydu. Zaten vucutlari tamamen
kas olan danscilar ne giyseler iyi dururdu diye dusunuyorum.
Klasik bale tinilarini bile
modern bir sekilde yorumlayan grup, Beyonce, J.Lopez, Rihanna ve Bruno Mars
gibi populer sarkicilarin keyifli eserleriyle de dans etmeyi ihmal etmedi. Danscilarin
tum dans cesitlerinde nasil bu kadar basarili olabildigiyse benim icin bir soru
isareti olarak kalacak. Ara ara neredeyse halay ya da sirtakiye benzer
figurlere bile rastladigim gosteride en cok bale ile baslayip latin dansiyla
biten kisimlara bayildim. Sadece iki kadin ya da sadece iki erkek danscinin
dansettigi bolumlerde ise gozlerim kalabaligi aramadi degil. Bir de belli
belirsiz bazi kisimlarda bir senkronizasyon sorunu gozume carpti ama kesinlikle
gosterinin basarisina ve etkileyiciligine zarar vermedi. En cok sevdigim dans “On
the Floor” sarkisindaki koreografiydi. Ama secim yapmak gercekten zor cunku 2
saatlik gosterinin her ani cok heyecanli ve eglenceliydi.
Youtube’da da pek cok videosu
bulunan ve cok ozel yeteneklere sahip danscilardan olusan gurubun cok
emek verilen bir ise imza attiklarina inaniyorum. Izlerken tum dertlerinizi
unutup mutlu olacaginiza da garanti veriyorum. Kisacasi gidebileceklerin kacirmamasi
gereken bir gosteriydi hatta ben de bir firsat cikarsa tekrar izlemek
istiyorum. Iyi eglenceler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder