11.5.14

Bale (D)evrimi


Evrim geciren balenin yarattigi devrime gozlerimle tanik olmak cok buyuleciydi. Istanbul’a adim attiktan sadece bir gun sonra ablamla solugu harika bir dans gosterisinde aldik. Cunku ya simdi ya hic gibi bir durum vardi. Sadece iki gun gosteri yapacak olan Kubali dans grubu “Ballet Revolucion”’u kacirmak istemiyorduk. Istanbul’un yeni gozbebegi Zorlu Center takip edebildigim kadariyla cok iyi isler gerceklestiriyor. Bu harika bale grubunu ulkemize getirmek de onlarin yaptiklari guzel islerden sadece birisi.




Buyuleyici bir gosteri izledigimi soyleyerek sozlerime baslamaliyim. Modern ve yaratici sekilde yorumlanmis bir baleye gittigimizi dusunurken ayni zamanda bir konser izlemis gibi de hissettik. Bu deneyimi cumlelere dokmek aslinda cok zor. Farkli bir dans gosterisi oldugu ise en basit gercek. Oyuncakli sahne dekorlari, muthis ses duzenleri, inanilmaz isik oyunlari yoktu ama gercekten yetenekli danscilar ve sarkicilar vardi. Balenin disiplini ile latin danslarinin estetigini sentezleyerek, insanin aklini basindan alan ve izleyenlerin yerinde duramamasina yol acan muthis bir sov ortaya cikarmislar.

 



Danslarin cesitliligini, yaratici bir sekilde birbirine baglanmasini anlatmak bile zorken muzik secimlerini ve orkestranin becerisini geri plana atmak da olmaz. Bir kadin (Noybel Gorgoy Reyes), bir de erkek (Weston Foster)solist bulunan orkestrada ozellikle tumba ve perkusyondaki muzisyen (Luis Galvez) tam anlamiyla dokturdu. Kostumler de sade ama muziklerle ve koreografiyle daima uyumluydu. Zaten vucutlari tamamen kas olan danscilar ne giyseler iyi dururdu diye dusunuyorum.

 
 


Klasik bale tinilarini bile modern bir sekilde yorumlayan grup, Beyonce, J.Lopez, Rihanna ve Bruno Mars gibi populer sarkicilarin keyifli eserleriyle de dans etmeyi ihmal etmedi. Danscilarin tum dans cesitlerinde nasil bu kadar basarili olabildigiyse benim icin bir soru isareti olarak kalacak. Ara ara neredeyse halay ya da sirtakiye benzer figurlere bile rastladigim gosteride en cok bale ile baslayip latin dansiyla biten kisimlara bayildim. Sadece iki kadin ya da sadece iki erkek danscinin dansettigi bolumlerde ise gozlerim kalabaligi aramadi degil. Bir de belli belirsiz bazi kisimlarda bir senkronizasyon sorunu gozume carpti ama kesinlikle gosterinin basarisina ve etkileyiciligine zarar vermedi. En cok sevdigim dans “On the Floor” sarkisindaki koreografiydi. Ama secim yapmak gercekten zor cunku 2 saatlik gosterinin her ani cok heyecanli ve eglenceliydi.

 



Youtube’da da pek cok videosu bulunan ve cok ozel yeteneklere sahip danscilardan olusan gurubun cok emek verilen bir ise imza attiklarina inaniyorum. Izlerken tum dertlerinizi unutup mutlu olacaginiza da garanti veriyorum. Kisacasi gidebileceklerin kacirmamasi gereken bir gosteriydi hatta ben de bir firsat cikarsa tekrar izlemek istiyorum. Iyi eglenceler…

Hiç yorum yok: