28.5.14

Ustam ve Ben


Tarihimizin her zaman en fazla ilgi ceken donemlerindendir 16.yuzyil. O donem tum dunyada buyuk etkisi olan Osmanli Imparatorlugu, onun hikayeleri ve karakterleri yuzlerce farkli tarihci, yazar ve senarist tarafindan yillardir anlatilmis, yorumlanmistir. Cok degerli kitaplar yazmis olan Elif Safak da bu doneme ait bazi tarihi gercekleri sinirsiz hayalgucu ile birlestirerek “Ustam ve Ben” kitabini ortaya cikarmis.




Normalde cok satan kitaplara karsi biraz onyargili olmama ragmen ozellikle de okurken cok keyif aldigim ve cok sey ogrendigim “Araf” kitabi sayesinde Elif Safak kitaplarina karsi bakis acim olumludur. “Iskender” kitabiyla hayalkirikligi yasamis olsam bile gozumde yazarin "Pinhan", “Ask”, “Baba ve Pic” gibi romanlari da mutlaka okunmasi gereken kitaplardir. Ustelik yazar bu romaniyla tarihin derinliklerine inerken ayni zamanda gunumuz sorunlarina da deginmis. Sehirlerin de insanlar kadar onemli oldugundan bahsedisi, azinliklara ve her donem suclu bulunup ezilmislere ses vermesi de oldukca degerli. Roman, son yillarda sadece ulkemizde degil pek cok Avrupa ve Orta Dogu ulkesinde de populer olan Muhtesem Yuzyil dizisinin bahsettigi bir doneme cok farkli bir bakis acisi sunuyor da diyebiliriz. 




“Ustam ve Ben” okumasi keyifli, bazi karakterleri oldukca basarili yazilmisken bazilari eksik kalan, kurgusu kitabin basinda gucluyken sonlara dogru zayiflayan bir roman. Eksikleri olmasina ragmen basindan sonuna kadar surukleyici ve gercekler ile hayalleri guzelce yoguruyor. Ozellikle de bas karakteri guclu ve gucsuz yanlari ile kabullenip, sevmis olmamin bunda etkisi buyuktur. Kitabi heyecanla satin alan pek cok okurun hayal ettiginin aksine bas karakter Mimar Sinan degil, sans eseri fil terbiyecisi olan sirlarla dolu Cihan’dir. Romanda Mimar Sinan, diger ciraklar, Kanuni Sultan Suleyman, Hurrem Sultan ve guzeller guzeli Mihrimah ise cok onemli ve renkli yan karakterler. Ben ozellikle yan karakterler arasindaki cingene karakteri ve Yusuf takma isimli mimar kalfayi sevdim. Bu iki karakterin de Cihan gibi mukemmel olsun diye ugrasilmadan yazilmis olmasi, zayifliklara da sahip yazilmasi benim hosuma gitti. Oysa kitaptaki yetenekli ve saygin Mimar Sinan karakteri oylesine kusursuz oylesine gercekdisi ki okurken icime sikintilar doldu. Her sorunda buldugu cozumler, ailesine ve kalfalarina her daim mukemmel davranmasi, herkese yardimci olmayi arzulamasi, ustlerine karsi olan soz dinler, boyun eger ama icten ice onaylamaz tavirlari… Kisacasi eserleriyle sadece o doneme degil sonsuzluga adini yazdirmis olan Mimar Sinan, Elif Safak’in kitabinda fazlasiyla kutsallastirilmis ve bu sebeple de inandiriciliktan uzaklasmis. Buna ragmen savaslar, hastaliklar ve entrikalar ile gecen yillarin icinde Sinan ve kalfalari tarafindan ortaya cikarilan kiymetli eserler ve bu dortlunun calisma sekilleri cok guzel detaylarla anlatiliyor. Her ne kadar gecmisteki gercek olaylar ve isimlerle baglantili olsa da kurgudan olusan bir roman oldugu icin de belli basli bazi hatalari bence hos gormek gerekiyor. Romandaki bazi mimarlik, fil bakiciligi, saray hayati ve terim hatalari ise benim gozume fazla carpmadi.




Okumaya ilk basladigimda aklima “Pi’nin Yasami” filmini getiren roman kucuk bir cocugu ele alip onun uzun omru boyunca gectigi tum yollari, ogrendiklerini, acilarini, basarilarini, sevdasini ve  mutluluklarini yansitma acisindan da oldukca basarili. Bahsettigim gibi Cihan’a cizilen karakter mukemmel olmaktan uzak ama gercekci. Sirlarini ogrendikce sasirmiyor olusumuz bile karakterin yansitilis seklinden cok onu taniyor gibi hissetmeye baslamamizdan kaynaklaniyor. Cihan karakterinin basina gelenler hic gercekci degil tabi ki ama okuyucu eger bir insanin basina bu kadar cilgin seylerin gelme ihtimali olsaydi ve o insan da bizim mimar ciragi olabilseydi, o kesin boyle davranirdi diyebiliyor. Mihrimah Sultan’in gozdesi, aslen tayfa ve hirsiz, sonradan fil bakicisi ve mimar ciragi olan Cihan karakteri sempati uyandirabildigi kadar acima duygusunu da hissettiriyor ve en onemlisi okur Cihan ve Cota ile birlikte buyudugunu hissederek onu cok samimi buluyor.






Sonuc olarak “Ustam ve Ben” inanilmaz bir hayal gucu ile kurgulanmis, zevkle okunan, surukleyici, ufak hatalarini affettirebilecek kadar cok sey ogreten, rengarenk karakterleri olan, cok katmanli  bir kitap. Okurken yazarin yarattigi buyuleyici ve masalsı dünyanın içinde kaybolmak ve sonunu merakla beklemek isten bile degil. Fakat kitabin sonu roman boyu suregelen yaraticiliktan oldukca uzak bir kurgu ile bitiriliyor. Ne sans ki kitap boyu anlatilan inanilmaz maceralar, tarihi karakterler ve yaratici olaylar kitabin sonu ile ortaya cikan hayal kirikligini hatirlamanizi onleyebilecek cinsten. Iyi okumalar… 


Hiç yorum yok: