Tarihimizin her zaman en fazla
ilgi ceken donemlerindendir 16.yuzyil. O donem tum dunyada buyuk etkisi olan Osmanli
Imparatorlugu, onun hikayeleri ve karakterleri yuzlerce farkli tarihci, yazar
ve senarist tarafindan yillardir anlatilmis, yorumlanmistir. Cok degerli
kitaplar yazmis olan Elif Safak da bu doneme ait bazi tarihi gercekleri
sinirsiz hayalgucu ile birlestirerek “Ustam ve Ben” kitabini ortaya cikarmis.
Normalde cok satan kitaplara
karsi biraz onyargili olmama ragmen ozellikle de okurken cok keyif aldigim ve
cok sey ogrendigim “Araf” kitabi sayesinde Elif Safak kitaplarina karsi bakis
acim olumludur. “Iskender” kitabiyla hayalkirikligi yasamis olsam bile gozumde yazarin "Pinhan", “Ask”,
“Baba ve Pic” gibi romanlari da mutlaka okunmasi gereken kitaplardir. Ustelik yazar bu romaniyla tarihin derinliklerine inerken ayni zamanda gunumuz sorunlarina da deginmis. Sehirlerin de insanlar kadar onemli oldugundan bahsedisi, azinliklara ve her donem suclu bulunup ezilmislere ses vermesi de oldukca degerli. Roman, son yillarda sadece ulkemizde degil pek cok Avrupa ve Orta Dogu ulkesinde de populer olan Muhtesem Yuzyil dizisinin bahsettigi bir doneme cok farkli bir bakis acisi sunuyor da diyebiliriz.
“Ustam ve Ben” okumasi keyifli,
bazi karakterleri oldukca basarili yazilmisken bazilari eksik kalan, kurgusu
kitabin basinda gucluyken sonlara dogru zayiflayan bir roman. Eksikleri olmasina
ragmen basindan sonuna kadar surukleyici ve gercekler ile hayalleri guzelce yoguruyor. Ozellikle de bas karakteri guclu ve gucsuz yanlari ile kabullenip,
sevmis olmamin bunda etkisi buyuktur. Kitabi heyecanla satin alan pek cok
okurun hayal ettiginin aksine bas karakter Mimar Sinan degil, sans eseri fil
terbiyecisi olan sirlarla dolu Cihan’dir. Romanda Mimar Sinan, diger ciraklar, Kanuni
Sultan Suleyman, Hurrem Sultan ve guzeller guzeli Mihrimah ise cok onemli ve renkli yan karakterler. Ben ozellikle yan
karakterler arasindaki cingene karakteri ve Yusuf takma isimli mimar kalfayi
sevdim. Bu iki karakterin de Cihan gibi mukemmel olsun diye ugrasilmadan
yazilmis olmasi, zayifliklara da sahip yazilmasi benim hosuma gitti. Oysa kitaptaki
yetenekli ve saygin Mimar Sinan karakteri oylesine kusursuz oylesine gercekdisi
ki okurken icime sikintilar doldu. Her sorunda buldugu cozumler, ailesine ve
kalfalarina her daim mukemmel davranmasi, herkese yardimci olmayi arzulamasi,
ustlerine karsi olan soz dinler, boyun eger ama icten ice onaylamaz tavirlari…
Kisacasi eserleriyle sadece o doneme degil sonsuzluga adini yazdirmis olan
Mimar Sinan, Elif Safak’in kitabinda fazlasiyla kutsallastirilmis ve bu sebeple
de inandiriciliktan uzaklasmis. Buna ragmen savaslar, hastaliklar ve entrikalar ile gecen yillarin icinde Sinan ve kalfalari tarafindan ortaya cikarilan kiymetli eserler ve bu dortlunun calisma sekilleri cok guzel detaylarla anlatiliyor. Her ne kadar gecmisteki gercek olaylar ve
isimlerle baglantili olsa da kurgudan olusan bir roman oldugu icin de belli basli
bazi hatalari bence hos gormek gerekiyor. Romandaki bazi mimarlik, fil bakiciligi,
saray hayati ve terim hatalari ise benim gozume fazla carpmadi.
Okumaya ilk basladigimda aklima “Pi’nin
Yasami” filmini getiren roman kucuk bir cocugu ele alip onun uzun omru boyunca
gectigi tum yollari, ogrendiklerini, acilarini, basarilarini, sevdasini ve mutluluklarini yansitma acisindan da oldukca
basarili. Bahsettigim gibi Cihan’a cizilen karakter mukemmel olmaktan uzak ama
gercekci. Sirlarini ogrendikce sasirmiyor olusumuz bile karakterin yansitilis seklinden
cok onu taniyor gibi hissetmeye baslamamizdan kaynaklaniyor. Cihan karakterinin
basina gelenler hic gercekci degil tabi ki ama okuyucu eger bir insanin basina
bu kadar cilgin seylerin gelme ihtimali olsaydi ve o insan da bizim mimar ciragi olabilseydi, o kesin boyle davranirdi diyebiliyor. Mihrimah Sultan’in
gozdesi, aslen tayfa ve hirsiz, sonradan fil bakicisi ve mimar ciragi olan
Cihan karakteri sempati uyandirabildigi kadar acima duygusunu da hissettiriyor ve en onemlisi okur Cihan ve Cota ile birlikte buyudugunu hissederek onu cok samimi buluyor.
Sonuc olarak “Ustam ve Ben”
inanilmaz bir hayal gucu ile kurgulanmis, zevkle okunan, surukleyici, ufak
hatalarini affettirebilecek kadar cok sey ogreten, rengarenk
karakterleri olan, cok katmanli bir
kitap. Okurken yazarin yarattigi buyuleyici ve masalsı dünyanın içinde
kaybolmak ve sonunu merakla beklemek isten bile degil. Fakat kitabin sonu roman
boyu suregelen yaraticiliktan oldukca uzak bir kurgu ile bitiriliyor. Ne sans
ki kitap boyu anlatilan inanilmaz maceralar, tarihi karakterler ve yaratici olaylar
kitabin sonu ile ortaya cikan hayal kirikligini hatirlamanizi onleyebilecek cinsten.
Iyi okumalar…